SSCB'nin Tarihi, Yönetimi ve Etkileri: Bir Dev İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Umut000
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
  • Mesaj Mesaj 11
  • Görüntüleme Görüntüleme 355
  • Etiketler Etiketler
    sovyet
1736409175452.webp


Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), 1922'den 1991'e kadar varlığını sürdüren, Avrasya kıtasının büyük bir bölümünü kaplayan, çok uluslu bir devletti. 1917 Rus Devrimi'nin ardından Vladimir Lenin liderliğindeki Bolşevikler tarafından kurulan bu devlet, Marksist-Leninist ideolojiye dayanan, tek partili bir sosyalist cumhuriyet olarak örgütlenmişti. "Sovyet" kelimesi, Rusça'da "konsey," "meclis" veya "tavsiye" anlamına gelen "sovet" kelimesinden türemiştir. Bu kelime, aslında işçi ve asker temsilcilerinden oluşan konseyleri ifade etmekteydi. SSCB'nin başkenti ve en büyük şehri Moskova idi ve resmi dil olarak Rusça kabul edilmişti. Ülkenin resmi sloganı "Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!" idi ve bu slogan uluslararası işçi sınıfı dayanışmasını vurguluyordu. Devletin ilk marşı 1922-1944 yılları arasında "Enternasyonal" olmuş, 1944'ten sonra ise "Sovyetler Birliği Devlet Marşı" kabul edilmiştir.

Tarihsel Arka Plan ve Yönetim: SSCB, Çarlık Rusyası'nın yıkılmasının ardından ortaya çıkan karmaşık bir siyasi ve sosyal ortamda doğdu. Ülke, Lenin'in ölümünden sonra Joseph Stalin, Nikita Kruşçev, Leonid Brejnev, Yuri Andropov, Konstantin Çernenko ve Mihail Gorbaçov gibi liderler tarafından yönetildi. Bu liderlerin her biri, ülkenin gelişiminde ve siyasi yöneliminde farklı etkiler bırakmıştır. SSCB'nin yönetim yapısı, Komünist Partisi'nin mutlak otoritesine dayanıyordu. Politbüro, partinin en yüksek karar alma organı olarak işliyordu ve ülkenin politikaları bu organ tarafından belirleniyordu. Yargı sistemi, hukukun üstünlüğünden ziyade parti çıkarlarına hizmet ediyordu ve suç kavramı, yasa ihlalleri yerine Sovyet devletini tehdit eden eylemler olarak tanımlanıyordu. İnsan hakları ve bireysel özgürlükler genellikle kısıtlanmıştı ve muhalif sesler sert bir şekilde bastırılıyordu.

1736409242742.webp


Ekonomi: SSCB ekonomisi, merkezi planlama esasına dayanıyordu ve Gosplan tarafından yürütülen beş yıllık planlarla yönlendiriliyordu. Ekonomik kaynaklar ve hedefler genellikle ruble cinsinden belirleniyordu ve piyasa mekanizmaları yerine merkezi otorite kararları belirleyiciydi. Sanayi, enerji ve ulaşım gibi kritik sektörler devlet kontrolündeydi. Ülke, doğal kaynaklar açısından zengin olmasına rağmen, ekonomik verimlilik ve teknolojik gelişme konularında bazı zorluklar yaşanmıştır. 1960 ve 1989 yılları arasında kişi başına düşen gelir artış hızı dünya ortalamasının biraz üzerindeydi. Ancak, Stanley Fischer ve William Easterly'nin araştırmalarına göre, yatırım, eğitim ve nüfus dikkate alındığında, kişi başına düşen gelir 1989'da olması gerekenden iki kat daha azdı. Bu durum, sermayenin düşük verimliliğine bağlanmaktadır. Enerji sektörü özellikle doğalgaz üretimi açısından önemli bir role sahipti. Sovyetler Birliği uzay programı, bilim ve teknoloji alanında da önemli ilerlemelere imza atmış ve Sputnik'in fırlatılması gibi olaylarla tüm dünyada büyük yankı uyandırmıştır. Sovyet bilim insanları özellikle enerji fiziği, matematik, kaynak ve askeri teknolojiler gibi alanlarda iyi eğitimli uzmanlar arasındaydı. Ancak, kimya, biyoloji ve bilgisayar teknolojileri alanlarında Batı'nın gerisinde kalmışlardır.

1736409458181.webp


Siyasi ve Askeri Yapı: SSCB'nin siyasi yapısında, parti, Yüksek Sovyet (yasama organı) ve Bakanlar Kurulu (yürütme organı) arasında kesin bir güç ayrılığı yoktu. Ülke, statülerden ziyade gayri resmi kurallar ve geleneklerle yönetiliyordu ve liderlik geçişleri genellikle karmaşık ve güç mücadelelerine yol açıyordu. Silahlı kuvvetler, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Ortak Devlet Siyasi İdaresi (OGPU) ve İç Birlikler'den oluşuyordu. OGPU, daha sonra NKVD gizli polisiyle birleşerek ülke içinde siyasi baskının önemli bir aracı haline gelmiştir. Soğuk Savaş döneminde Stratejik Füze Kuvvetleri, Hava Savunma Kuvvetleri ve Sivil Savunma Kuvvetleri de orduya dahil edilmiştir. Varşova Paktı, SSCB ve Doğu Avrupa'daki uydu devletleri arasında 1955'te kurulan bir savunma ittifakıydı ve bu ittifak, Sovyetler Birliği'nin hegemonyasını koruma amacını taşıyordu.

1736409580726.webp


Dış İlişkiler: SSCB, uluslararası alanda, Komünist Enternasyonal (Comintern) aracılığıyla komünist ideolojiyi yaymaya çalışıyordu. Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi (Comecon) ve Varşova Paktı gibi uluslararası örgütlere liderlik ederek Doğu Bloğu'nu oluşturmuştur. Soğuk Savaş döneminde ABD ve Batı ülkeleri ile rekabet içinde olmuş, bu rekabet nükleer silahlanma yarışı dahil birçok alana yayılmıştır. Ancak, SSCB ayrıca diğer ülkelerle de ticaret ve diplomatik ilişkiler kurmaya çalışmıştır. Cominform, 1947-1956 yılları arasında faaliyet gösteren ve Sovyet yönlendirmesi altında Marksist-Leninist partiler arasında eylemleri koordine etmeyi amaçlayan bir örgüttü.

1736409715283.webp


Kültürel ve Sanatsal Etkiler: Sovyet kültürü, sosyalist realizm ideolojisi çerçevesinde gelişmiş ve bu akım, edebiyat, sanat ve müzik gibi birçok alanda etkili olmuştur. Sosyalist realizmin önemli örnekleri arasında Maksim Gorki'nin romanları ve Dmitri Şostakoviç'in senfonileri sayılabilir. Sovyet sineması da bu dönemde önemli eserler ortaya koymuş, Sergei Eisenstein'in "Potemkin Zırhlısı" gibi filmleri dünya çapında tanınmıştır. Kruşçev dönemi ile birlikte sansür kısmen hafiflemiş ve daha özgür çalışmalar yapılmasına olanak tanınmıştır. Yeraltı edebiyatı (samizdat), bu dönemde ortaya çıkan önemli bir kültürel akımdı ve sansürlenmiş eserlerin gizlice dolaşıma girmesini sağlamıştır. Ayrıca, Sovyetler Birliği spor alanında da büyük başarılar elde etmiş ve özellikle Olimpiyat Oyunları'nda dikkat çekmiştir. Ancak, bazı dönemlerde sporcuların doping yaptığına dair iddialar da gündeme gelmiştir.

1736409979940.webp


Demografi ve Toplum: SSCB, çok uluslu bir yapıya sahipti ve nüfusun büyük bir bölümünü Doğu Slavları (Ruslar, Ukraynalılar, Beyaz Ruslar) oluşturuyordu. Türk halkları, Kafkas halkları ve diğer etnik gruplar da ülkede yaşıyordu. 1989'da Doğu Slavları nüfusun %70'ini, Türk halkları %17'sini ve diğer etnik gruplar ise %13'ünü oluşturuyordu. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlarda devletin rolü büyüktü ve bu hizmetlere tüm vatandaşların erişimi sağlanmaya çalışılıyordu. Sovyet sağlık sistemi, birçok yabancı uzman tarafından takdir ediliyordu, ancak Brejnev ve Gorbaçov dönemlerinde hizmet kalitesi ve eşitlik sorunları nedeniyle eleştiriliyordu. Kentsel büyüme, devlet kontrolünde tutuluyor ve bazı şehirlerin gelişimi desteklenirken, bazıları sınırlandırılıyordu. 1990 yılında ülke, insan gelişimi endeksi açısından dünyada 25. sırada yer alıyordu.

1736410146116.webp


SSCB, 1991 yılında çeşitli iç ve dış faktörlerin etkisiyle dağılmıştır. Bu dağılmanın ardından, eski Sovyet cumhuriyetlerinde ekonomik ve sosyal koşullar genellikle kötüleşmiştir. Yoksulluk, işsizlik, suç oranları, eşitsizlik ve sağlık sorunları gibi birçok alanda gerilemeler yaşanmıştır. Özellikle erkeklerde yaşam beklentisi düşmüş ve ölüm oranları artmıştır. Örneğin, Rusya, Kazakistan, Letonya, Litvanya ve Estonya gibi ülkelerde işsizlik üçe katlanmış ve erkek ölüm oranları %42 artmıştır. SSCB'nin dağılmasından sonra, eski Sovyet cumhuriyetleri büyük ölçüde kapitalist sisteme geçiş yapmış ve bu durum bazı sosyal ve ekonomik zorlukları beraberinde getirmiştir. Ancak, zamanla birçok eski Sovyet cumhuriyeti ekonomilerini toparlamış ve milli gelirlerini artırmayı başarmıştır. Eski Sovyet cumhuriyetlerinde, SSCB'ye yönelik bakış açıları farklılık göstermektedir. Bazı bölgelerde Sovyet dönemine duyulan bir nostalji yaşanırken, özellikle Ukrayna gibi bazı bölgelerde daha olumsuz bir algı hakimdir. SSCB'nin dağılması, uluslararası ilişkilerde ve jeopolitik dengelerde önemli değişikliklere yol açmış, yeni devletlerin ortaya çıkmasına ve bölgesel çatışmaların yaşanmasına neden olmuştur. SSCB'nin mirası, günümüzde hala tartışılmakta ve farklı perspektiflerden değerlendirilmektedir. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, dünya düzeni önemli ölçüde değişmiş ve tek kutuplu bir yapıya doğru kaymıştır. SSCB'nin dağılması, yeni uluslararası aktörlerin ortaya çıkmasına ve bölgesel çatışmaların artmasına neden olmuştur.

1736410234927.webp


1736410271228.webp


1736410321723.webp


Kaynak
 
Gorbaçov aşlında zaten gelmekte olan çözülme sürecini hızlandırdı. S.S.C.B'nin her anlamda hantal bir yapısı vardı. Bu hantal yapı hızla gelişen ve değişen modern dünyaya uyum sağlayamadı ne yazık ki. Üretim sistemleri zayıftı,halkın gerçeklerinden uzak yönetim halkın ihtiyacı olan şeyleri belirliyordu. Her şey tek çeşitti,çeşitlilik yoktu. İnsanoğlu'nun doğası ile tamamen ters bir sistemleri vardı. İnsanları kamçılayacak sisteme değer katmaya teşvik edecek bir şey yoktu. Çok çalışsanız da az çalışsanız da aynı ürünleri alıyor aynı yaşamı sürüyordunuz. Yıkılmadan hemen önce savaş sonrası Almanya'ya dönmüştü. İnsanlar geçimlerini sürdürebilmek için eşyalarını satmaya başlamıştı. Eğer Gorbaçov 1985 yılında değilde 1975 yılında gelseydi bir şeyler değişebilirdi.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Hayat sigortası, sağlık sigortası, doğum izinleri, kreş hizmetleri, hamile kadınlara yönelik destekler, emeklilik sistemi, iş güvenliği önlemleri ve meslek hastalıklarına karşı koruma gibi sosyal hakları tüm yurttaşları kapsayacak şekilde devlet politikası haline getiren ilk ülke Sovyetler Birliği'dir. Sovyetler bu adımları attığı için diğer ülkeler de bu uygulamaları hayata geçirmek zorunda kaldı. Kimileri bunu 'Sovyetlerden ilham alındı' diye yorumlasa da aslında pek çok ülke Sovyet tehdidinden korktuğu için bu hakları vermek mecburiyetinde kaldı.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı Alt