Bence de son yıllarda artmıştır. Sonuçta pandemi gibi bir şey yaşadık. İnsanlar evlerinde hapis kaldı. Elbet o sıralarda bu hastalığa yakalanan olmuştur. Veya türk aile yapısı da aslında özellikle kadınlarda bu rahatsızlığın görünmesine neden oluyor. Mesela Kırmızı Oda dizisinde(hatırlayanlarınız vardır, Gülseren Budaycıoğlu'nun kitabından uyarlanım bir dizi.) bu rahatsızlıktan muzdarip bir tane kadın vardı. Şimdi diyeceksiniz ki bu dizi. Evet dizi ancak kitabın sahibi Gülseren hanım Türkiye'deki en ünlü psikiyatrist. Yani elbet biraz gerçeklik payı vardır. İzlemek isteyenler için aşağıya bu dediğim kadının olduğu tüm sahnelerin derlenmiş halinin linkini bırakıyorum ancak vakti olmayanlar için kısa bir özet geçeyim. Vaktiyle bir tane kız varmış. Bunun kardeşleri falan varmış, çok fakirlermiş. Köyde yaşıyorlarmış, kızın babası içkicinin tekiymiş ve bunları döve döve tarlada çalıştırıyormuş. Sonra İstanbul'dan bunların köyüne bir tane iş insanı çıkıp geliyor. Adamın karısı ölmüş. Ancak adamın çocukları var, bu yüzden tekrar evlenmek istiyor. Köyde kahvede oturuyor, bu kızın babasıyla denk geliyor. Neyse işte sonra bunlar konuşuyorlar falan babası kızı bu adama parayla veriyor. Bunlar evleniyor. Sonra adam kıza köle gibi davranıyor. Eve kilitliyor. Kız da travma geçiriyor, kocası ölene kadar bir daha evden çıkamıyor. Basitçe bu şekilde özetleyebilirim sanırım. İzlemek isteyenler için link aşağıda.