Selim Dede Legacy
Çalışkan
- Katılım
- 12 Kasım 2024
- Mesajlar
- 60
- Beğeniler
- 13
Bir insan MacBook Pro 14” aldıysa iPad’e gerek kalmaz, değil mi?
Aslında mantıken evet, ama benim çizim ihtiyacım var — sadece çizim için. Fakat iPad, iPhone ve Mac arasında konumlandığı için ve günümüzde pek çok işi tek bir cihazla, parmağını bile kaydırmadan yapabildiğimizden, açıkçası almak içimden gelmiyor. Evet, biraz garip bir durum.
Şöyle anlatayım:
Ben, üreticilerin sunduğu "kullanım senaryoları"na göre yaşamayı seven bir insanım. "Bu nasıl bir kafa?" diyorsanız, unutmayın ki neredeyse her markanın bir bilinçaltı ekibi var. Bu ekipler, ürünlerin psikolojik etkisini analiz ediyor ve senaryolar oluşturuyor. Ben de, gerçek bir odyofil ve simetri takıntılı biri olarak bu senaryoları yaşam tarzıma entegre etmeye çalışıyorum — çünkü bu beni mutlu ediyor. Apple, bunu en iyi yapan markalardan biri. Bu yüzden ürünleri ve kalitesi, beynime neredeyse kazınmış durumda.
Yazın başında bir MacBook almayı planlıyorum. iMac veya Mac Mini düşünmüyorum. Yaklaşık bir ay sonra da ikinci bir cihaz almayı hedefliyorum. Telefonum eskidi ama hâlâ iş görüyor. Yine de değiştirirsem iPhone 13 Mini ya da 15 düşünüyorum.
Bu noktada kafam karışıyor: "Tablet mi alsam?" diyorum.
Eski modellerden bir Galaxy Tab 10.1 alsam aktarımda sorun yaşayacağım. “O zaman iPad Mini 7 alayım,” diyorum. Küçük sonuçta. Ama bu cihaz, neredeyse MacBook’un sadece dokunmatik versiyonu gibi. Üstelik ben gün içinde telefonu sadece gerçekten ihtiyaç duyduğumda kullanıyorum. Alacağım o iPad kenarda tozlanacak muhtemelen. Üstelik Mac ve iPad zaten mobilite odaklı cihazlar. Gerçekten gerekli mi emin değilim.
Ama bir Apple ekosistemi kurmak istiyorum. O zaman belki şöyle bir sistem olur. Bir MacBook, bir iPad, bir de telefon olarak bir Nokia N86 alırım, oh, keyfime diyecek yok! Ama bir yandan da diyorum ki: Bu fazla, kafa karıştırıcı bir sistem. Apple için temel bir ekosistem istiyorsak, iPhone, Mac ve AirPods üçlüsü şart gibi görünüyor. Belki denildiği gibi yapmalı…
Peki ya çizim meselesi?
“Al eline bir kâğıt kalem, bir de cetvel, geç işte!”
Dostum, bilmiyorum.
Gerçekten çok garip. Sanırım kafayı yedim.
Aslında mantıken evet, ama benim çizim ihtiyacım var — sadece çizim için. Fakat iPad, iPhone ve Mac arasında konumlandığı için ve günümüzde pek çok işi tek bir cihazla, parmağını bile kaydırmadan yapabildiğimizden, açıkçası almak içimden gelmiyor. Evet, biraz garip bir durum.
Şöyle anlatayım:
Ben, üreticilerin sunduğu "kullanım senaryoları"na göre yaşamayı seven bir insanım. "Bu nasıl bir kafa?" diyorsanız, unutmayın ki neredeyse her markanın bir bilinçaltı ekibi var. Bu ekipler, ürünlerin psikolojik etkisini analiz ediyor ve senaryolar oluşturuyor. Ben de, gerçek bir odyofil ve simetri takıntılı biri olarak bu senaryoları yaşam tarzıma entegre etmeye çalışıyorum — çünkü bu beni mutlu ediyor. Apple, bunu en iyi yapan markalardan biri. Bu yüzden ürünleri ve kalitesi, beynime neredeyse kazınmış durumda.
Yazın başında bir MacBook almayı planlıyorum. iMac veya Mac Mini düşünmüyorum. Yaklaşık bir ay sonra da ikinci bir cihaz almayı hedefliyorum. Telefonum eskidi ama hâlâ iş görüyor. Yine de değiştirirsem iPhone 13 Mini ya da 15 düşünüyorum.
Bu noktada kafam karışıyor: "Tablet mi alsam?" diyorum.
Eski modellerden bir Galaxy Tab 10.1 alsam aktarımda sorun yaşayacağım. “O zaman iPad Mini 7 alayım,” diyorum. Küçük sonuçta. Ama bu cihaz, neredeyse MacBook’un sadece dokunmatik versiyonu gibi. Üstelik ben gün içinde telefonu sadece gerçekten ihtiyaç duyduğumda kullanıyorum. Alacağım o iPad kenarda tozlanacak muhtemelen. Üstelik Mac ve iPad zaten mobilite odaklı cihazlar. Gerçekten gerekli mi emin değilim.
Ama bir Apple ekosistemi kurmak istiyorum. O zaman belki şöyle bir sistem olur. Bir MacBook, bir iPad, bir de telefon olarak bir Nokia N86 alırım, oh, keyfime diyecek yok! Ama bir yandan da diyorum ki: Bu fazla, kafa karıştırıcı bir sistem. Apple için temel bir ekosistem istiyorsak, iPhone, Mac ve AirPods üçlüsü şart gibi görünüyor. Belki denildiği gibi yapmalı…
Peki ya çizim meselesi?
“Al eline bir kâğıt kalem, bir de cetvel, geç işte!”
Dostum, bilmiyorum.
Gerçekten çok garip. Sanırım kafayı yedim.