İnsanın sadece bir şey olabileceği yanılgısı

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Andar Han
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
  • Mesaj Mesaj 17
  • Görüntüleme Görüntüleme 231
Ekonomik, sosyolojik, siyasi, dini ve çeşitli bölünmeler sebebiyetiyle kişiler ve çeşitli gruplar "benden değilse konuşmam", "o günahkar" diye nitelendirerek bölünme yaratıyorlar. Mesela, ben Ateistim. Bana bebeklerin ölmesini mi istediğimi ve insanların suçunun nasıl cezalandırılacağı ile alakalı saçma sapan ucuz sorular soruluyor. İlk olarak vicdanı olan birisi zaten bir bebeğe saldırmaz. İkinci olarak Tanrı kesin bir şekilde ıspatlanana kadar gerçek esas adalet sistemidir. Katillere, t*cilere ve diğer suç işleyen kişilere daha ağır cezalar verilebilir. Bu sayede toplum sağlığı ve kanun daha iyi bir şekilde korunabilir. Bir Ateist olarak temel yargım Vatanımdır.
Benim fikrime göre onlar sadece kurban. Suçlu ise eli kolu uzun biri. Devletlerden de güçlü birileri.
 
Çoğu durumda katil, tecavüzcü, darp eden suçlu değildir. Gerçek suçlu akıllı-zeki-bilgilidir ve kendini daima gizler. Basit olarak bir terörist aslında terörist değildir yani "suçlu" değildir. Tecavüz eden "tecavüz edecek duruma getirilendir" zira bilinir ki doğal olarak her insanın "cinsellik" ihtiyacı vardır. Tabii daha kötüsü su, gıda bile insanlara verilmediği durumlarda "hırsızlık" yani "suç" gündeme gelir ve cezalandırılır. Ama bu durum sistem yani "insan zihni" yaratır.

Yine basit olarak yeni karşılaştığım bir durum "hukuk" senin bacağını bir insan kesmiş olsa ve bu kanıtlanabilir bile olsa, kişiye "aptal" dediğinde (bu eylemi yapan kişiye) sana dava açabilir, ve hukuk "bacağı" dikkate almadan "aptal" için sana ceza verebilir.

Yani hukuk-adalet o kadar abartılacak bir şey değil, tersine hukuk-ceza sistemi çoğu durumda "suçsuzları" cezalandırır. Gerçek suçlar ödüllendirilir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Son düzenleme:
Herkes çok iyi biliyor ki bu dünya fani fakat kimse hatırlamak istemiyor. Dünya üzerinde insanın bir nokta kadar belirtisi yoktur. En basitinden sokaklarda, otobüslerde, toplu alanlarda binlerce insana rastlıyoruz, belki o gördüğümüz insanların çoğu şimdi yaşamıyordur. Aslında tarihe de baktığımızda daha iyi anlaşılıyor. O çok güçlü, kudretli, servet sahibi insanların şimdi hiçbirisi yok herkes hiç oldu. Demek istediğim insanların kendini ırk, din, görüş olarak bir guruba dahil edip üstünlük taslamaya çalışmaları geçici dünya hayatının bir uğraşından ibaret.
 
Herkes çok iyi biliyor ki bu dünya fani fakat kimse hatırlamak istemiyor. Dünya üzerinde insanın bir nokta kadar belirtisi yoktur. En basitinden sokaklarda, otobüslerde, toplu alanlarda binlerce insana rastlıyoruz, belki o gördüğümüz insanların çoğu şimdi yaşamıyordur. Aslında tarihe de baktığımızda daha iyi anlaşılıyor. O çok güçlü, kudretli, servet sahibi insanların şimdi hiçbirisi yok herkes hiç oldu. Demek istediğim insanların kendini ırk, din, görüş olarak bir guruba dahil edip üstünlük taslamaya çalışmaları geçici dünya hayatının bir uğraşından ibaret.

Aslında insanda "öfke" var, bu da bence öleceğini bilmekle ilglii ve bilinçli değil. Bana göre insan denilen canlı öleceğini bilmemesi gekeriyordu. Birçok insan vucudunu "değersiz" görür bunun nedeni bana göre "kaybedecek olmasının bilinci" fakat sıkıntı şurada; aynada gördüğünü kaybettiğinde o çok muhteşem zihni-aklı-zekası ve tabii en önemlisi on yıllar boyunca yaptığı "birikim" tamamen yok oluyor. İşte insan denilen canlı buna bence katlanamıyor. Bunun tesellisi "öldükten sonra bıraktığı şeylerin yaşaması" bu bilindiği gibi her şey olabilir. Ama bence bu teselli etmiyor. Benim kişisel görüşüm insan denilen canlı bir noktada "karara" varmış ve bunun bedelini ödüyor. Açıkçası yaratıcı dışı olduğunu düşünüyorum.
 
Aslında insanda "öfke" var, bu da bence öleceğini bilmekle ilglii ve bilinçli değil. Bana göre insan denilen canlı öleceğini bilmemesi gekeriyordu. Birçok insan vucudunu "değersiz" görür bunun nedeni bana göre "kaybedecek olmasının bilinci" fakat sıkıntı şurada; aynada gördüğünü kaybettiğinde o çok muhteşem zihni-aklı-zekası ve tabii en önemlisi on yıllar boyunca yaptığı "birikim" tamamen yok oluyor. İşte insan denilen canlı buna bence katlanamıyor. Bunun tesellisi "öldükten sonra bıraktığı şeylerin yaşaması" bu bilindiği gibi her şey olabilir. Ama bence bu teselli etmiyor. Benim kişisel görüşüm insan denilen canlı bir noktada "karara" varmış ve bunun bedelini ödüyor. Açıkçası yaratıcı dışı olduğunu düşünüyorum.
Hocam bir söz var “Ölümünden sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin hayatını Allah’tan başkasını razı etmek için yaşamazdın.” buna katılıyorum. O çok kalabalık arkadaş gurubu, çevren, muhabbetinin olduğu herkes senin yokluğuna alışıyor. Bir süre sonra sanki hiç yaşamamış gibi oluyorsun. Belki bir annen unutmaz o kadar.
 
Geri
Yukarı Alt